24 Ocak 2010 Pazar

Geçmişten bugüne Sosyal Ağlarda Hatrick Yorumları

LAFMACUN.ORG

bu oyunda şike yapmadım diyen yalancıdır..

menajerlik oyunlarının enleri arasındadır.
iki takım alıp hile yapmadan oyun oynuyorum denmez.
sonunda takımına el konulur ve kurtulmuş olurusun.
sonuç olarak lafmacuna daha çok vakit ayırırsın

bugün bir ilke şahit olunan oyundur kendileri. gmler bile hile hurdaya karışıyosa... işte yaptıkları açıklama.


-------alıntı-------


üzülerek söylüyoruz ki, tüm global hattrick çalışanları içinde üç oyun yöneticimizin gm’lik ve oyun kurallarını ihlal ettiklerini tespit ettik. normal durumlarda kullanıcılar oyundan ihraç edildiklerinde bilgilendirme yapmıyoruz ancak bu sefer aynı anda birkaç tane “görevli” üyemizi kilitlediğimiz için buna bir istisna yapıyoruz.


gm’lerimiz kullanıcıların problemlerini çözmek için çeşitli yönetimsel araçlara erişme hakkına sahipler ve oyundaki adaleti sağlamak için bu araçların kullanımını, günlükler tutarak ve gm aktivitelerini gözden geçirerek sağlamaya çalışıyoruz.
yakın zamanlardaki bir gözden geçirmede üç gm’nin, diğer yüzlerce gm arasından, bu araçları oyundaki kendi amaçlarına yardımcı olmak için kullandıklarını tespit ettik. bundan dolayı, görevleri ve aynı zamanda takımları ellerinden alındı.


üç gm de soruşturma esnasında, hatalarını ve sonuçlarını kabul ederek bizlere yardımcı oldular. kendilerine duyulan güveni boşa çıkardıkları için gm ekibine ve hattrick topluluğuna en derin özürlerini sunmak istiyorlar.


buradaki ironi, üçünün de normal gm’lik görevlerinde çok yetenekli olmaları – hile soruşturmaları mesela, bu açıdan gerçekten çok güzel ve çok iyi iş çıkardılar.


bu, elbette hattrick’teki herkes için hayal kırıklığı yaşatacak bir durum. bu olay bize, her ne kadar çalışanlarımızın çok çok büyük bir kısmı kendilerine duyulan güvene layık olsalar da, bundan yüzde yüz emin olamayacağımızı hatırlatıyor.


--------alıntı------


bkz: cemaat imam osurursa sıçarmış


bir takımımın olduğu ve v.ligine kadar yükseldiğim, hrant dink yüzünden türklüğü savunduğum için forumlarında 3kere toplamda 31 günlük ceza aldığım, ve kız nickiyle oynadığım, herkesinde beni kız sanıp mesaj attığı, tüm bunlara rağmen günün büyük çoğunluğunda takıldığım ve oynamaktan bıkmadığım bir futbol menejerlik oyunudur.




eskiden deli gibi oynadığım, şimdilerde yeniden başladığım oyundur. yine eksi bir ekonomim ve g.t kadar bir stadım var hadi hayırlısı.


SOSYOMAT.COM


birde su ip degistirerek birkac takim idare eden sahsiyetler olmasa daha da cok keyif alicam.


artık baygınlık getiren oyun... yıldızların fazla, taktiğin daha üstün ama fark üstüne fark başlarım böyle oyuna öff!!!Oyunu öğrenene kadar ''bu ne be'' dedirten, öğrendikten sonra da bağımlılık yaratan online menajerlik oyunu. oyunu öğrenene kadar ''bu ne be'' dedirten, öğrendikten sonra da bağımlılık yaratan online menajerlik oyunu.


Oyunu öğrenene kadar ''bu ne be'' dedirten, öğrendikten sonra da bağımlılık yaratan online menajerlik oyunu


EKŞİ SÖZLÜK


yıllar önce arkadaşlarımla gayet zevkli ve heycanlı bir şekilde oynadığımız oyunken. müslüman camianın el atmasıyla tanrısal anlamına gelene divine kelimesine takılan bazı o çocukları yüzünden bütün arkadaş kitlemin oyundan soğumasına ve oyundan forumdaki atatürk savunması yüzünden atılmasına neden olan oyun.
nedense türkçesini değiştirebildiler ama orjinali orda kaldı...

hala divine = tanrısal anlamına geliyor. tek dil bilen küçük köpekler oynamaya ve yalanmaya devam ediyor ...




1 sene önce bu oyundan yeteri miktarda sıkılmış, transfer piyasasının iyice düşmesiyle oyuncu yetiştirmekten de zevk alamaz olmuştum. halbuki ne güzel başlamıştı hikayemiz. 2 kafadar, arkadaş ziyareti için itü'ye gittiğimizde ders saatlerinde dışarda boş boş dolaşmamamız için bizi bilgisayar labı'na bırakmıştı. bulduğumuz boş bir pc ile nette sörf yaparken yan taraftaki bir güruhun "ohaa, aldın mı cidden? kaça aldın? o zaman mots çık ya bu hafta" sözleriyle bakışlarımızı ekranlarına çevirdik.

biraz uzak mesafede olduklarından dolayı ancak hattrick yazısını seçebilmiş, sitenin tam adresini görememiştik. ortak bir araştırmadan sonra doğru siteyi bulup kayıt aşamasını tamamlamıştık bile. bir hafta sonra ikimize de aynı tarihlerde takım verildiğini bildiren birer e-mail. v. lig kümelerinin birinin son sırasından bir takım almıştım. ilk kadromdan halil, muzaffer ve kağan'ı hatırlıyorum. oyun o kadar sarmıştı ki, artık ellerimizde oyuncuların özelliklerinin yazılı olduğu kağıtlarla yeteneklere kendimize göre ağırlıklar verip en iyi performansı hangi mevkiide yakalayacağını hesaplamaya çalışıyorduk.

bizdeki bu heyecanı merak eden kişi sayısı arttıkça haftasonları hattrick maçlarını toplanıp beraber izleme seanslarına geçildi. 8 kişi pazar günü saat 15'te toplanır, cipsler kolalar eşliğinde lanet oyun motorunun bize gülmesini beklerdik. tam 3 sene oynamışız bu oyunu, bıkkınlık yaratması normaldi zaten. en son geçen sene tüm oyuncuları satıp takımı bot hale getimiştim. taa ki halil'den mail gelene kadar.

oyunu bırakmadan önce herkesi satmış halil'i, ilk verilen takımdan yadigar kalan tek adamımı satmamıştım ve beni unutmamıştı.

"hocam merhaba!

ben halil tekeş, küçükçekmece spor kulübü takımının eski kaptanı. beni hatırladın mı?

buralar artık eskisi gibi değil. taraftarlar heyecan duydukları takımını özlüyorlar... ben de tabii ki. kariyerini yeniden gözden geçirmeye ne dersin?

hocam aslında, yeniden demenin zamanıdır belki... hattrickte bir sürü şey değişti. yeni bir tasarım var, sunucular daha hızlı ve sizin zamanınızdan bu yana birçok yeni özellik var.

aramızda seni yeniden görmekten çok mutlu olacağız. yeni siteye bir göz atın - ve eğer hoşuna giderse, istediğin an yeni bir klüp alabilirsin!

eğer kabul edersen, ben ve diğer eski kurtlar tribünlerde takımın has amigoları olacaktır!"

can evimden vurmuşlardı beni. kulübün bana ihtiyacı vardı. taraftar "heyecan duydukları takım"ı özlemişler ve beni takımın başında görmek istemişler.

allah cezanızı vermesin lan, gittim gaza gelip yeniden takım aldım. bu sefer 8. ligden verdiler. benim gaza gelmemle gaza gelip oyunu bırakan bir arkadaşım daha tekrar takım aldı. bakalım motor ne kadar adama dönmüş, transfer piyasası ne kadar oturmuş göreceğiz.


oyuna genel olarak göz atmak gerekirse ilk olarak şunu söyleyebilirm, oyuna bağlanırsanız boku yersiniz. bütün haftanızı ht düşünerek geçirirsiniz.

haftanın ilk günü olan pazartesi, ulan ne güzel 2 gün yattım yarın kim kalkıp işe/okula gidecek yerine, yarın acaba ht'de kaç taraftar gelecek diye düşünürsünüz. eğer kupa dahilindeyseniz çarşamba günü oynayacağınız maç için salı gününden taktiğinizi düşünüp 11'inizi kafanızda şekillendirirsiniz. 3-5-2'mi çıksam yoksa 4-4-2'mi. ortadan atakmı yapsam, kanatlardan mı saldırsam soruları salı günleri kafanızı kurcalar. çarşamba günü ise heyecanla beklediğiniz maç günüdür. alırsınız çayınızı kahvenizi sabahın 9'unda bilgisayar karşısına kurulup 90 dakika boyunca sayfa yenileyip gol beklersiniz. en heyecanlı gün perşembe yani antrenman güncellemelerinin yapıldığı gündür. bütün hafta boyunca antrenman verdiğiniz oyuncularınızdan gelişen oldumu acaba diye merakla beklersiniz. "acaba x'in tsi si yükselir mi, y'nin formu inşallah düşmez bi de z skill atlarsa dadından yinmez" moduna girersiniz. cuma günleri haftanın en rahat günüdür. hiç bi bok olmamasına rağmen 5-6 kere ht'yi açıp açıp kaparsınız acaba bişey varmı lan diye. cumartesi günü finansal güncellemeleriniz yapılır, kar-zarar tablosu ve bilanço çıkartılır. eski alt yapı sistemini kullanıyorsanız ya allah bismillah nidaları eşliğinde takımınıza oyuncu çekebilirsiniz. -hafta içleri oyuncu çekildiğinde daha sağlam adamlar geliyor diye rivayetler dolaşmaktadır ama 2 gün boyunca adam çekmeden zor dayanırsınız.- vee beklenen gün pazar gelmiştir. saatler 4'ü gösterdiğinizde 11 deli fişeğiniz sahaya çıkar ve 3 puanı almak için mücadele eder. 3 puanı alırsanız o haftanın bütün yorgunluğunu atarsınız. eğer mağlup olduysanız kaybedilen maçın kritiğini yaparsınız keşke başka taktikle çıksaydım, bok mu vardı kanattan atak yaptım benzeri cümleler kurar, önümüzdeki hafta için transfer girişimlerine başlarsınız. bu döngü böyle sürüp gider.

liglerin bitmesiyle birlikte verilen 3 hafta ara en can sıkan yanıdır. 3 haftada sadece haftada 1 kere hazırlık maçlarıyla idare edersiniz. yeni altyapı sistemi kullanıyorsanız, liginize bağlı olarak onlarında maçı olabilir.

unutmadan bahsedeyim bi de maç motoru denen illet bişey vardır ki ... %80 topa sahip olmanıza rağmen mağlup olmanıza sebep olur. ne zaman önemli bi maçınız olsa ulan inşallah şu adam sakatlanmaz deseniz o adam ya sakatlanır ya kırmızı kart görür. oyunun tuzu biberi diyerek göz yumuyoruz artık bunada.

velhasıl benmi piskopata bağlamışım yoksa genelde mi böyle bilemem ama kopulmuyor bu oyundan.



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...